Avustralya’da kurulan ve bakışlarını Avrupa, Asya gibi pazarlara çeviren bitkisel bazlı et üreticisi v2Food, 45 milyon euro yatırım aldı. Alternatif protein piyasasında yeni bir oluşum olan şirket, bu rekabette zaten birtakım avantajlara sahipken, 45 milyon euroluk yeni yatırımla euro bölgesindeki pazarlara girmenin de bir yolunu bulacak gibi görünüyor. 

Eski MasterFoods ve PepsiCo Ar-Ge sorumlusu, şimdi v2Food kurucu ortağı ve CEO’su olan Nick Hazell’in sözlerine göre, yurt içi pazarda yükselişe geçen firmanın ilk amacı, Avustralya’nın bir numarası olmak. Şirket, aynı zamanda Asya ve Avrupa’da etkinliklerini artırmayı planlıyor. Buna göre Asya’da Burger King’in yeni bitkisel Whopper’ı en büyük rakip olarak görülse de, Avrupa’da ürünün bazı bileşenlerine şüpheli yaklaşılıyor. 

v2Food ürünleri; dana kıyması, sebze köftesi, sosis, hazır bolonez sos olarak biliniyor. Elbette, alternatif protein şirketlerinin çoğunun açılış ürünleri bunlar olduğu için kıyasıya bir rekabet içindeler. Ancak, v2Food iki yönüyle bu şirketlerin bir adım önünde bulunuyor:

• Öncelikle, v2Food ürünleri herhangi bir standart et üretim tesisi kullanılarak üretilebiliyor. Bu, yükselme ve maliyet açısından önemli bir artı çünkü ölçek ekonomisi geçerli. Bitkisel bazlı ve yapay bileşenleri üretme ve karıştırma süreci, her zaman var olan alt yapıya uyumlu olmuyor. Bu aynı zamanda alt yapılarını dönüştürmek zorunda kalmaktan kaçınan et firmalarıyla ortaklığın da yolunu açabilir. 
• v2Food ürünleri GDO, koruyucu, renklendirici ve aroma vericiler içermiyor. Bu özelliğiyle v2Food, rakiplerinin sıkı düzenlemeler yüzünden girmeyi başaramadığı Avrupa pazarı için ideal bir ürün. Aynı zamanda mağazada iki bitkisel bazlı ürün arasında kararsız kalan müşteriyi de kendine çekmeyi başarabilir.

v2Food’un Öncelikli Hedefi Büyüme 

45 milyonluk B Plus yatırım turu, Astanor liderliğinde, Huaxing Growth Capitol Fund, Main Sequence ve ABC World Asia şirketlerinin katılımıyla gerçekleşti. Yatırım, büyüme ve Ar-Ge için kullanılacak. 

Bu yatırımın, şirketin dünyadaki gıda üretimini dönüştürme amacı adına önemli bir adım olduğunu düşünen Hazell, “Hızlıca büyümeye mecburuz çünkü global sorunlar acil çözüm istiyor.” dedi. 

Bu amaçla, yatırımın büyük bir kısmı öncelikle talebi karşılamak için yeterli ürünü üretmeye ayrılacak. Firma, hem yeni ürünler çıkarmak hem de var olanları geliştirmek için Ar-Ge bütçesini de iki katına çıkarıyor. Üstelik, gerekli içerikleri Avustralya’ya ithal etmektense yerel bir üretim tesisi kurmanın da yollarını arıyorlar. Bu amaç doğrultusunda bölge, net ihracatçı konumuna gelebilir ve böylelikle yerel ekonomiyi desteklerken v2Food için maliyeti de azaltabilir. 
Şirketin Avrupa’da büyüme planları, yatırımcısı Astanor için çok önemli çünkü sadeliği ve GDO içermeyen içeriğiyle, Avrupa pazarına yeni bir ürün tanıtacak.