NASA, Satürn’ün Titan uydusundaki yaşam arayışlarını sürdürüyor. Bu kapsamda Dünya’daki atmosfere benzeyen bir model, küçük cam tüplerde oluşturuldu. Araştırmanın sonuçları ilerleyen süreçte yönlendirici olacak.
Titan, Satürn’ün en büyük uydusu olarak biliniyor. Atmosferi en yoğun olan bu uydu, Dünya dışında yüzeyinde kararlı sıvı bulunduran tek gök cismi. Bu da Dünya gibi bir gezegene yakın bir atmosferi olup olamayacağı fikrini akıllara getiriyor.
Atmosferinin Dünya’nın ilk oluştuğu zamanlardaki atmosferine benzediği düşünülen Titan uydusu, Güneş sistemindeki en büyük ikinci uydu. Ancak gezegenimizden farklı olarak göllerinde, damlacıklarında sıvı olarak su değil metan bulunuyor.
Çalışmalar Tam Gaz Devam Ediyor
Dünya, yaşlı bir gezegen olma yolunda hızla ilerlerken yeni yaşam arayışları da bu noktada şekillenmeye devam ediyor. Satürn’ün en büyük uydusu olan Titan, bundan dolayı araştırmalar konusunda son derece elverişli bir uydu.
Dünya’nın oluşumu ve gelişim sürecinin yanında sonu hakkında da bilgi sahibi olabilecek bir prototip olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yanında da eğer Dünya dışında yaşanılacak bir alan daha varsa bilim insanları bunun neden Titan olması ya da olmaması gerektiğini de araştırıyor.
Dünya’ya bu kadar benzer bir uydu olması nedeniyle de bilim insanları basit bir atmosfer kurularak burada yaşam olabileceği fikrine sıcak bakıyor. Bu anlamda NASA desteğiyle yürütülen çalışmalarda, bu uydunun atmosferine çok benzer bir düzenek kuruldu. Küçük cam tüpler içerisinde metan ile oluşturulan bu benzer atmosfer, Dünya dışında potansiyel yaşam arayışında olan bilim insanları için de yönlendirici olacak. Titan’daki gerçek yaşam arayışlarından önce bir deneme süreci olarak da değerlendirilebilecek olan bu cam tüpler içerisindeki düzenek, Southern Methodist Üniversitesi’ndeki bilim insanı Tomče Runčevski tarafından çalışılıyor. Bu kapsamda 2027 yılında NASA’nın uydu görevinde de öncü olacak bu çalışmada, uydunun atmosferindeki basınç ve moleküller gibi çeşitli maddeler Runčevski tarafından cam tüpler içerisine yerleştirildi. Bunun sonucunda bu bileşenlerin buzlu mineral kristalleri halini aldığı gözlemlendi. Bu da uydunun hem genel olarak hem de deney merkezli olarak daha iyi kavranması konusunda büyük bir adım olacak.
Diğer yazılarımız için:
Girişim.io Sosyal Medya Hesaplarımız:
Twitter: https://twitter.com/girisimi
Instagram: https://www.instagram.com/girisimio/